вιℓqιηℓєя
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

вιℓqιηℓєя

αяαşтıямαℓαяıηα уαя∂ıм¢ı σℓмαкℓα кαℓмαуıρ вιℓgιηє вιℓgι кαтı¢αк
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 CUMHURİYET ÖNCESİ VE SONRASI YÖNETİM ŞEKLİNDE YAPILAN YENİLİKLER

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mira




Kadın Mesaj Sayısı : 6
Yaş : 25
Nerden : satüründen
İş : öğrenci
Kayıt tarihi : 04/11/08

CUMHURİYET ÖNCESİ VE SONRASI YÖNETİM ŞEKLİNDE YAPILAN YENİLİKLER Empty
MesajKonu: CUMHURİYET ÖNCESİ VE SONRASI YÖNETİM ŞEKLİNDE YAPILAN YENİLİKLER   CUMHURİYET ÖNCESİ VE SONRASI YÖNETİM ŞEKLİNDE YAPILAN YENİLİKLER Icon_minitimeC.tesi Kas. 15, 2008 9:48 pm

B. HUKUK ALANINDA İNKILAPLAR
Hukuk vatandaşların devletle ve birbirileriyle olan ilişkilerini düzenleyen kurallar bütünüdür.
1- 1921 Anayasasının Kabulü (Teşkilat-I Esasiye) 20 Ocak 1921:
- Yeni Türk devletinin ilk anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye 20 Ocak 1921 tarihinde TBMM’de kabul edilmiştir. Bu anayasa kısa ve öz olarak hazırlanmıştır. Çünkü bu dönemde Kurtuluş Savaşı devam ediyordu. Bu anayasa daha çok TBMM’nin Anadolu’daki etkinliğini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
- 1921 Anayasası’nda “Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.” Maddesi ile ilk defa millet devlet yönetiminde yasal olarak söz ve karar sahibi olmuştur.
-1921 Anayasası’na göre Güçler Birliği ilkesi kabul edilmiştir.Buna göre kanun yapma, yürütme yetkisi ve yargı milletin tek temsilcisi olan TBMM’ye verilmiştir. Bu madde Kurtuluş Savaşı yıllarında daha çabuk karar alabilmek için uygulanmıştır.
-1921 Anayasasında devletin şekliyle ilgili bir hüküm yoktur. Millî egemenlik anlayışının doğal sonucu olan cumhuriyet adının konması sonraya bırakılmıştır.
- 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ilân edilince 1921 Anayasası’na “Türkiye devleti bir Cumhuriyettir” maddesi eklenmiştir.
2- 1924 Anayasası:Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra hazırlanmıştır. 1924 Anayasası’nda ulusal hakimiyet, TBMM’nin üstünlüğü, tek meclis ve “Güçler ayrılığı ilkesi” , Cumhurbaşkanı’nın TBMM’den ve 4 yıl için seçilebileceği, üst üste aynı kişinin Cumhurbaşkanı seçilebileceği, yargı hakkının bağımsız mahkemelerde olduğu, Cumhuriyet rejiminin değişmezliği ve Danıştay’ın kurulması gibi maddeler vardı. 1924 Anayasası’nda da 1960 yılına kadar düzenlemeler olmuştur.
3- Türk Medeni Kanununun Kabulü (17 Şubat 1926):
Evlenme, boşanma, miras ve aile hukuku ile ilgili kanunlar medeni hukuk kapsamındadır.
Avrupa devletlerinde modern hukuk kuralları uygulanırken Osmanlı Devleti’nde Tanzimat döneminde dini kurallara dayalı “MECELLE” adı verilen kanun hazırlanmıştı. Mecelle ihtiyaçlara cevap veremediği için 1926 yılında Türk milletinin örf ve hukukuna en yakın olan ve Avrupa’daki en yeni medeni kanun olan İsviçre Medeni Kanunundan alınarak hazırlandı.
Medeni Kanun’un Getirdiği Yenilikler
1.Aile hukukunda kadın-erkek eşitliği sağlandı.
2.Resmi nikah ve tek kadınla evlilik esası kabul edildi.
3.Kadına da boşanma hakkı verildi.
4.Mirasta kadın erkek eşitliği sağlandı.
5.Mahkemelerdeki şahitlikte kadın erkek eşitliği getirildi.
6.Kadınlara istediği mesleğe girebilme hakkı tanındı.
7.Boşanma durumunda çocukların hakları güvence altına alındı.
4- Türk Ceza Kanunu : İtalya’dan alınıp hazırlanmıştır.
5- Borçlar Kanunu: İsviçre’den alındı. 6- Türk Ticaret Kanunu:Almanya’dan alındı. 7- İcra ve İflas Kanunu

C. EĞİTİM ve KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN YENİLİKLER
1. Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu ve Medreselerin Kaldırılması (3 Mart 1924):
- Osmanlılarda en önemli eğitim kurumları medreselerdi. Osmanlı devletinin yenileme ve çöküş dönemlerinde diğer kurumlar gibi medreseler de bozulmuştu. Tanzimat'tan itibaren batı tarzında eğitim veren okullar açılmıştı. Aynı zamanda azınlık ve yabancı ülkelerin okulları da bulunmaktaydı.
- Çağdaş ve modern bir Türkiye için eğitimin çağdaş ve laikleşmesi gerekiyordu. Bu amaçla eğitim alanında inkılaplar yapıldı. Bunun ilk öncülüğünde Tevhit-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu aldı (3 Mat 1924).
Tevhit-i Tedrisat Kanunun kabul edilmesiyle medreseler kapatıldı. Bütün okullar milli eğitim bakanlığına bağlandı. Eğitim sistemi de millileşti. Laik eğitim benimsendi.
2. Yeni harflerin kabulü (1 Kasım 1928):
- Türkler islam'ı kabul edince eski alfabelerini bırakıp Arap harflerini kullanmaya başladılar. Arapça okuması ve yazması zor bir dildi. Türk insanına uymuyordu.
- Eski Osmanlıca’nın okumadaki güçlükleri, okur yazar oranını düşürmüştü. Mustafa Kemal okuma yazmanın yaygınlaştırılması ve çağdaşlaşma için Latin alfabesinin kullanılmasını istiyordu. Bu nedenle 1 Kasım 1928'de Latin alfabesi kabul edildi.
Yeni Türk alfabesini tanıtmak ve okuma yazmayı yaygınlaştırmak amacıyla millet mektepleri açıldı. M. Kemal baş öğretmen seçildi.
3. Türk Tarih Kurumunun (TTK) açılması (12 Nisan 1931):
Osmanlı devletinde sadece Selçuklu ve Osmanlı tarihiyle birlikte İslam tarihi okutuluyordu. (Tarih anlayışı ümmetçi)
Mustafa Kemal, Türklerin İslamiyet'ten önce de büyük devletler kurduğunu belirterek Milliyetçilik esasına dayalı Türk Tarih kurumunu kurdu. Amacı Türk tarihini gençlere öğreterek sevdirmek ve Türklerin kökenin araştırılması idi.
4. Türk Dil Kurumunun (TDK)Açılması (12 Temmuz 1932):
Osmanlıca ağır bir dildi. Mustafa Kemal Türkçe'yi yabancı dillerin etkisinden kurtarmak amacıyla Türk dil kurumunu kurdu. Amaç; Türkçe’yi zenginleştirmek ve Türkçe’yi diğer dillerin etkisinden kurtararak gelişitirmektir.
Türk Dil kurumu ve Türk Tarih kurumunun kurulması milliyetçiliğin güçlenmesine yönelik inkılaplardır.
5- Üniversitelerin açılması
- Ankara Hukuk Fakültesinin açılması (1925)
- Türk Dil Tarih Coğrafya Fakültesinin açılması (1936)
- Yüksek Ziraat Enstitüsünün açılması (1933)

D.TOPLUMSAL (SOSYAL) ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR
1. Tekke ve Zaviye ve Türbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925):
- Tekke; tarikatların toplantı, tören, eğitim yeridir. Zaviye ise tekkenin daha küçüğüdür.
Tekke ve zaviyeler Osmanlı devletinde tarikatların faaliyet yaptığı yerlerdi. Osmanlı devletinin son zamanlarında Tekke ve zaviyeler esas görevlerinden uzaklaştılar. Halkın din duygularının istismar edildiği yerler haline geldi. Laik bir devlet olan Türkiye Cumhuriyetinde böyle kuruluşların yeri olamazdı. 30 Kasım 1925'te çıkarılan bir kanunla Tekke ve Zaviyeler kapatıldı. Şeyh, derviş gibi unvanlar da yasaklandı.
2. Kılık Kıyafet Kanunu (Şapka Kanunu) 25 Kasım 1925:
- Kılık kıyafet insanların hayat tarzlarını ve kültürlerini yansıtır. Osmanlı devletinde giyim kuşam her milletin kendi örfüne göre düzenlenirdi. II. Mahmut devlet adamları ve askerler arasında kıyafet birliği sağlamaya çalıştı.
****** kılık kıyafette de çağdaş olunmasını istiyordu. ****** Kastamonu'ya yaptığı gezide şapkayı tanıttı. 25 Kasım 1925'te de şapka kanunu çıkarıldı.
- 1934 yılında çıkarılan başka kanunla da din adamlarının, ibadet yerlerinin dışında dini kıyafetle gezmesi yasaklandı.
-Kadınlarla ilgili herhangi zorlama ve kanun çıkarılmadan, Zamanla modern kıyafeti benimsediler.
Not: Sadece en büyük din görevlileri kıyafeti ile dolaşabilecekti. (Diyanet İşleri Başkanı, Rum Patriği gibi)
3. Takvim saat ve ölçülerde değişiklik
Türklerin kullandığı Hicri takvim ve ölçüler uluslar arası ilişkilerde sorun yaratıyordu. Bu nedenlerle:
- Miladi Takvim kabul edildi. (26 Aralık 1925)
- Uluslararası saat sistemi kabul edildi.
- 1931'de çıkarılan bir kanunla arşın yerine metre, okka yerine kilogram ve litre kabul edildi.
Bu yeniliklerle iç piyasada alışveriş canlanırken, milletlerarası ticarette büyük kolaylık sağlandı.
4. Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934)
Osmanlı toplumunda soyadı yoktu. Genellikle insanlar lakapları ve doğduğu yerlere göre çağrılırdı. Bu durum resmi işlerin yürütülme-sinde büyük zorluklar doğuruyordu. Bu karışıklıkları önlemek amacıyla 21 Haziran 1934'de soyadı kanunu çıkarıldı. Mustafa Kemal'e de ****** soyadı verildi.
*** Molla, Hoca, Hacı, Hafız vb. gibi unvanlar yasaklandı. Çünkü bu unvanlar halkı sınıflara ayırarak sanki ayrıcalıklı konumuna taşıyordu.Amaç halk arasında eşitliği sağlamaktır.
Soyadı kanunuyla sosyal hayat düzene ve rahatlığa kavuştu.
5- Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakları: 1930 yılında kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı, 1933’de muhtarlık seçimlerine katılma hakkı, 1934’de milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi.
Not: Türk kadını seçme seçilme hakkını bir çok Avrupa kadınından önce elde etmiştir. afro
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
CUMHURİYET ÖNCESİ VE SONRASI YÖNETİM ŞEKLİNDE YAPILAN YENİLİKLER
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» YÖNETİM BİÇİMLERİ
» cumhuriyetimizin bize getirdiği yenilikler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
вιℓqιηℓєя :: 5. Sınıf :: Sosyal Bilgiler-
Buraya geçin: